Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) 25. Haliç Buluşmaları kapsamında, “Yurtdışı Eğitim ve Maarif Vakfı” toplantısını MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirdi. Büyük Türkiye için Yurtdışı Eğitim ve Maarif Vakfı konusunda önemli bilgilerin aktarıldığı toplantıda FETÖ’nün, Türkiye’ye insan kaynağı olarak büyük bir zarar verdiği, devlet olarak eğitimle iyi insan ve nüfuz elde edilmesi gerektiği konuşuldu. Katılımın yoğun olduğu toplantıya, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, İTO Meclis Başkanı Şekip Avdagiç, TRT Bölge Müdürü Doç Dr. Abdulhamid Avşar, STK temsilcileri ve akademisyenler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, eğitimin ülkemizin birinci meselesi olduğuna değinerek “600 yıl cihan devleti olarak dünya tarihinde yerini almış büyük bir devletin ilişkileri de bütün cihana yönelikti ama bir gün bu devletimizi kaybedince hem sınırlarımız, hem de ufkumuz daraldı. Gönül coğrafyamız ve dünyayla olan ilişkilerimiz koptu.
1980’li yıllara kadar içe kapanık, dört tarafı düşmanla kaplı, dünyayı da çok takip etmeyen bir dönem yaşadık. Fakat 1980’de Turgut Özal Türkiye’nin ufkunu açacak icraatlarda bulundu. Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda dünyaya açtı. Türkiye bu çerçevede ekonomik, siyasal anlamda büyüyerek bugünlere geldi” dedi.
Kuralay: “Maarif Vakfı da bu ibretlik tablodan çıkan bir nimet”
Kuralay, 2002 yılının ülkemiz için bir milat olduğunu belirterek, o yılda ekonomide, devletin yönetimde ve sosyal hayatta adeta sessiz devrim yapıldığını söyledi. Büyüyen ve gelişen Türkiye’nin hem gönül coğrafyasını hem de dünyayı yeniden keşfettiğini, insan gücüyle ve ekonomik gücüyle dünyaya hitap eden bir ülke haline geldiğini aktaran Kuralay, “Şu anda 200’e yakın ülkeyle ihracat yapıyoruz. 1980’lerde bir avuç elitlerin çocukları yurtdışında eğitim alıyordu, şimdi ise Anadolu’nun çocukları da yurtdışına çıkıyor, eğitim alıyor ve ikinci bir dil öğreniyor” dedi.
İyilikler bir taraftan çoğalırken diğer taraftan fitne boş durmadı diyen Kuralay, “En hassas olduğumuz yerden, manevi perspektiften 15 Temmuz gecesi kıskaca alındık. Fakat milletin ve yöneticilerin inancı ile püskürtüldü. Ancak, her şerden bir hayır doğar. Bu şerden de millet olma bilinci ortaya çıktı. Maarif Vakfı da bu ibretlik tablodan çıkan bir nimet. Dünyayla daha iç içe, dil bilen, büyük devlet şuuruna sahip insanlar yetiştirerek dünyada var olabiliriz. Dünyanın bize ihtiyacı var” diye konuştu.
Bilgili: “Devletimizin yaptığı çalışmalar gönül coğrafyamızı genişletiyor”
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin yurt dışındaki eğitim faaliyetlerine değindi. Bu çalışmaların, karşılık beklenmeden yürütüldüğünü belirterek, “Biz devleti, kamuya hizmet olarak görüyoruz. Başkaları devleti, sömürge aracı olarak görüyor. Temel farkımız, bu. Biz sömürge yaklaşımını reddediyoruz. Bizim medeniyetimiz, sömürge yaklaşımını reddettiği için gerçekten büyük bir devlet olmuş. Biz, sınır tanımayan bir coğrafyaya inanıyoruz. Bizim hakiki coğrafyamız, gönül coğrafyası. Bugün bize düşen, bu gönül coğrafyamızın devamlılığını sağlamak ve genişletmek. Bugün devletimizin yaptığı bu çalışmalar, işte bu coğrafyayı genişletiyor. Türkiye’nin eğitimden kar elde etmeyeceğini herkes bilir. Eğitimden, iyi insan ve nüfuz elde edilir. Bizim de devlet olarak eğitim işine girmemiz lazım” dedi.
“Dünyanın bize ihtiyacı var”
Prof. Dr. Bilgili, Alev Alatlı’nın Kültür Şurasında yaptığı konuşmasına değinerek, “Alatlı’nın motto olacak bir söz söyledi, ‘Dünyanın iyiliği için Türkiye’. Biz de bunu motto olarak benimsedik ve ‘Dünyanın iyiliği için Maarif Vakfı’ diyoruz. Bunu tersinden okuyacak olursak, ‘dünyanın bize ihtiyacı var’ anlamına geliyor. Devlet sahtekârlıklarının gösterilmesi için hakiki manada dünyanın bize ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
“Bu ülkenin geleceği için insan kaynağı yetiştirmek istiyoruz”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüksek lisans ve doktora eğitimi için yurt dışına öğrenci gönderme çalışmalarına değinen Bilgili, yüksek lisans ve doktora için yurt dışına gidenlerin bütün masraflarını MEB’nin karşıladığını aktardı. Eğitimini tamamlayanların bir kısmının akademisyen olarak, bir kısmının da bürokraside çalıştığını ifade eden Bilgili, “Geçen yıl, bin 500 kontenjanımız vardı ancak bin kişiyi doldurabildik. Doğru insanları ve kapasitesi yüksek insanları bulmak istiyoruz. Bu ülkenin geleceği için insan kaynağı yetiştirmek istiyoruz” diye konuştu.
MEB’nin imkanlarının bir dönem Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından haksız bir şekilde kullanıldığını vurgulayan Bilgili, “2006 yılından 2013 yılına kadar bu kontenjanların birçoğunu FETÖ mensupları doldurmuş. Bir taşla o kadar çok kuş vurmuşlar ki. Burada, her türlü sahtekârlığı kullanarak sınavı geçmiş, yurt dışına gitmiş. Orada cemaat evleri hazır. Ondan sonra da Türkiye’ye dönerek en ileri noktalara yerleşmişler. Ama 2014 yılından itibaren daha 15 Temmuz yaşanmadan, bütün tedbirlerimizi aldık. 15 Temmuz’dan sonra da tespit edebildiklerimizin hepsini temizledik” dedi.
FETÖ’nün eğitim faaliyetlerinde gizli bir gündemi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bilgili, “FETÖ dediğimiz hain, nüfuz hareketini, eğitim üzerinde inşa etmiş. Doğru yapmış ama hakikat peşinde koşmamış, hainlik peşinde koşmuş. FETÖ’nün tam olarak yaptığı ‘mankurtlaştırma’. Zeki insanları böyle kontrol altına alıyor. Oysa biz, ‘mankurtlaştırmadan’ insanlığın ortak iyiliği için, eğitim için çalışıyoruz.” İfadelerinde bulundu.
Bilgili, terör örgütü FETÖ’nün hala güçlü olduğu ülkelerde Maarif Vakfı’nın çalışmalarını sekteye uğratmaya çalıştığını anlatarak, şöyle devam etti:
“FETÖ’nün güçlü olduğu ülkelere biz de güçlü olarak gidiyoruz. Onların okullarını devralmak zorunda değiliz. Onun yerine bu ülkelerde alternatif okullar açıyoruz. Çünkü bazı ülkelerde okulları, devralma şansınız olmuyor. Maarif Vakfı olarak elimizde bir yetkimiz var. FETÖ’nün okullarından mezun olanların denkliğini kabul etmiyoruz ve o okullardan mezun olanlar Türkiye’de üniversite sınavlarına giremiyor.”
“Türk halkının FETÖ’yü affetmesi mümkün değil”
Terör örgütü FETÖ’nün, Türkiye’ye insan kaynağı olarak büyük bir zarar verdiğini vurgulayan Bilgili, “FETÖ denilen hainin heba ettiği seçilmiş insan kaynakları var. Türkiye’nin en zeki çocuklarını adeta ‘mankurtlaştırdı’ ve bunlara nasıl hainlikler yaptırdı, bunu gördük. Türk halkının bunu affetmesi mümkün değil. Türkiye’nin seçilmiş insan kaynağını adeta heba ettiler” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Maarif Vakfı’nı ‘küresel bir eğitim teşkilatı’ olarak tanımlayarak, bu nedenle vakıf olarak en büyük eksikliklerinin, yurt dışında görev alacak yabancı dil bilen öğretmen ihtiyacı olduğunu söyledi.