Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile Mihrabad Yayınları tarafından 28. Haliç Buluşmaları kapsamında, “Yüzyıllık Hasret Kudüs” konulu konferans düzenlendi.
Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile Mihrabad Yayınları tarafından 28. Haliç Buluşmaları kapsamında, “Yüzyıllık Hasret Kudüs” konulu konferans düzenlendi. Araştırmacı-Yazar Nurettin Taşkesen’in katılımlarıyla gerçekleştirilen toplantıyı UTESAV Başkanı Mehmet Develioğlu yönetti. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Develioğlu, ” Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Kudüs kırmızı çizgimiz. Bugün Kudüs konusunda bir şey söylemezsek gelecekte de söyleyemeyiz. 400 sene hükmettiğimiz topraklarda, hiç kimseye dokunulmamış, bütün dinlere müsamaha gösterilmiş, kimsenin dinini yaşamasına müdahale edilmemiş. Ama şu an, Temmuz ayından itibaren Mescid’i Aksa’da namaz kılınmasına izin verilmiyor.” dedi.
100 Yıllık Hasret Kudüs kitabına ilişkin konuşan Develioğlu, ” Yüzyıllık hasret acaba bizim hasretimiz mi? Yoksa 100 yıl sonra İsrail’in Başkenti olarak ilan eden ABD’nin, Siyonistlerin bir hasreti mi? O hasreti mi giderdiler? Biraz siyasi olarak işin içine girmek istiyorum. Bugün bu gelişmeleri, Müslümanları anavatanlarından yok etmenin zamanı geldiğini haber veren bir gelişme olarak görüyorum. İnşallah öyle değildir. Her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna inanan biri olarak, mücadelenin devam etmesi gerektiğini savunuyorum.” diye konuştu.
Kudüs 5 Bin Yıllık Tarihi Olan Kadim Bir Şehir
Buradaki ve dünyadaki bütün Kudüs dostlarına selam olsun diyerek sözlerine başlayan Araştırmacı Yazar Nurettin Taşkesen, “Kudüs, tarihi 5 bin yıla kadar uzanan çok kadim bir şehir. Haklı olarak medeniyet tarihi dinler tarihi ve sanat tarihi konularında yazılan eserler yoğunlukta. 1.Dünya Savaşı, Filistin, Sina, Suriye… Bu cepheler, çok fazla ele alınmamış ama kaynak çok fazla. Özellikle Genel Kurmay Başkanlığının 1. Dünya Savaşı ile ilgili Türk Harbi adlı bir eseri var. Çok hacimli. Burada sadece Filistin, Sina cephesi bölümü 600 sayfa işlenmiş. Çok detaylı bir şekilde. Bu detay içinde boğulmamak için kitabımı roman şeklinde kaleme aldım.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin Trump Kudüs Kararı Hayırlara Vesile Oldu
ABD’nin Kudüs kararının planlı bir gelişme olduğunu ifade eden Taşkesen, “2 Kasım’da Netanyahu Londra’ya gitti. İngiltere Başbakanı Terasa’yla karşılıklı kadeh kaldırdılar ve Balfaour Deklarasyonu’nun 100.yılını kutladılar. Bunu planlamışlardı ama geri tepti. Bu olay, bir bakıma hayırlara vesile oldu. İslam dünyası, 57 ülkenin katılımı ile bir araya geldi. Bu dayanışma, BM’den Genel Kurulu’nda 128 devletin evet kararının çıkmasını sağladı. Bence İslam ülkeleri o dayanışmayı göstermeseydi, BM’den bu karar çıkmazdı. İnşallah bu Müslümanların bir uyanışıdır. Ben böyle temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.
BM Kararı Son Derece Başarılı
Kudüs’ün ilk olarak 1380 yılında Hazreti Ömer tarafından Müslümanların eline geçtiğini vurgulayan Taşkesen, tarihi süreç içerisinde Kudüs’ün bir dönem Haçlıların eline geçtiğini ancak, Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü almasıyla tekrar Müslümanların yönetimine geçtiğini kaydetti. Yavuz Sultan Selim tarafından 1517 yılında Kudüs’ün Osmanlı yönetimi altına girdiğini söyleyen Taşkesen, 400 sene boyunca bölgede barış ve huzurun hâkim olduğunu sözlerine ekledi.
Birinci Dünya Savaşı’na kadar bölgeden Osmanlı egemenliğinin sürdüğüne değinen Taşkesen, Birinci Dünya Savaşında Kudüs ve Suriye bölgelerinin İngilizlerin eline geçtiği ve takip eden yıllarda İngiltere Dış İşleri Bakanı James Balfour tarafından Kudüs’ün Yahudilere bırakıldığının altını çizdi.
Gerçek Kudüs’ün Sur İçi’ndeki İstanbul gibi Doğu Kudüs bölgesinden ibaret olduğunu belirten Taşkesen, şu anki hedefin 1967’deki sınırlar olması gerektiğini vurguladı. BM kararı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Taşkesen, Genel Kurul sonrası çıkan “evet” kararının çok büyük bir başarı olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.